- çok aralık
- adj. gaping
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
seyrek — sf., ği 1) Benzerleri veya parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı, sık karşıtı Öğle vapurlarının seyrek ahalisi içinden sıyrıldı, koşarak merdivenleri çıktı. P. Safa 2) Çok bulunmayan, az rastlanan, nadir 3) zf. Uzun zaman aralıklarıyla … Çağatay Osmanlı Sözlük
sık — sf. 1) Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç. 2) Çok bulunan, çok rastlanan 3) zf. Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla 4) zf. Aralıksız olarak, aralarında az aralık bırakarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesilmek — nsz 1) Kesme işi yapılmak 2) Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara. N. Cumalı 3) Gibi olmak, benzemek, dönmek Senelerden beri hizmetçinin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Fehmi Koru — Fehmi Koruref|name|§ is a Turkish columnist and journalist. He studied journalism and theology, receiving his master degree from the Center for Middle Eastern Studies of Harvard University.ref|degree|† He also worked as a research affiliate at… … Wikipedia
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
bıçaksırtı — is. Çok az fark, çok yakın aralık Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Nureddin Pasha — This article is about an Ottoman army officer. For an Ottoman grand vizier, see Abdurrahman Nureddin Pasha. Nureddin İbrahim (Konyar) 1309 (1893) P. 31 Miralay Nureddin Bey … Wikipedia
dar — 1. is., esk., Far. dār İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk Birleşik Sözler darağacı 2. sf. 1) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı Dar elbise. Dar ev. 2) Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşkıyalık — is., ğı Eşkıya olma durumu veya eşkıyaca davranış Bu adam bir aralık eşkıyalık yapmış çok nemrut bir herif. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eşkıyalık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ırkçılık — is., ğı, top. b. İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti Bir aralık Alman zaferi muhakkak göründüğü zamanlarda ırkçılığa dahi sapmış fakat bu devir… … Çağatay Osmanlı Sözlük